Günce : 4 Gün

Pydnai - Letoon - Xsantos

Likya Yolu Hero

4. Gün : Pydnai - Letoon - Xsantos

Dün gece geç uyumuş olmama rağmen dinç bir sabahla güne başlıyorum. İlk olarak patara sahiline yönelip temiz deniz havası ile biraz yürüyüş yapıyorum. Sahilde işletme görevlisi Durmuş Bey ile karşılaşıyoruz. Durmuş Bey her sabah hem yürüyüş yapıp hem de sahilde bulduğu çöpleri temizliyormuş, bende kendisine katılıp bir süre kumsal temizliği yapıyorum.

DURMUŞ BEY İLE BİRLİKTE

PATARA KUMSAL KUMLARI

Bu sahil Caretta Caretta türü kaplumbağaların yumurta bırakma bölgesi olduğu için azami özen göstermek gerekiyor. Ne yazık ki bırakılan çöplerden anlıyorum ki insanımızı doğaya duyarlılık ve temizlik konusunda eğitmemiz gerekiyor. Durmuş Bey ile üzerine yaptığımız sohbetimiz çöp temizleme sonrası tesise dönüşümüzle son buluyor.

YOL ARKADAŞLARIMLA SON KAHVALTI

YOL ÜSTÜNDE LİMON AĞAÇLARI

Kahvaltı hazırlıkları imece usulü başlıyor ve iki piknik masası birleştirip kalabalık keyifli bir kahvaltı yapıyoruz. Kahvaltı sonrası yol arkadaşlarımla yollarımız bu sahil tesisinde ayrılıyor. Yol arkadaşlarım ve tesis görevlileriyle vedalaştıktan sonra günün ilk rehber video çekimini yapıp seralara doğru işaretleri takip ederek yoluma devam ediyorum. Yürüyüşüme bugün geç başlıyorum. Saat 10:30 ve hedefim Letoon antik kenti.

YOLBOYU ÇİÇEK KOKULARI VAR

NAR ÇİÇEKLERİ

İşaretlerin olduğu likya yolu geçen haftalarda yağan yağmurlardan dolayı bataklık haline geldiğini farketmem ile alternatif yol arama çabalarım başladı. Yolun paralelinde ki asfalt yoldan 1 km devam etmek zorunda kaldım. İşaretli Likya Yolu'na paralel seraların arasından ilerledikten sonra, Likya Yolu'na tekrar çıkmış olmanın rahatlığıyla devam ediyorum. 5 km kadar sahile paralel orman yolundan ilerledikten sonra seraların arasına giriyorum. Yol boyu domates seralarından ikram edilen domateslerden ceplerim dolu, sulu ve lezzetli domatesleri afiyetle yiyerek yola devam ediyorum. 2 km kadar sonra Letoon antik kentine ulaşıyorum.

LETOON ANTİK KENTİNDEYİM.

LETOON KENT GİRİŞİ

Oldukça gösterişli bir antik kent burası, heyecanla çantamı bırakıyor ve kenti fotoğraflamaya başlıyorum. Antik kentin etrafında tam bir tur atıyorum ve kentin ortasında oluşmuş gölette ki su kaplumbağalarını da fotoğraflamadan geçmiyorum. Kent içinde restorasyon çalışmalarının izleri belli oluyor, Letoon antik kentine giriş ücretli ama müze kart ile ücretsiz gezebilirsiniz. Zamanı olanlar için önerim şu ki; en az iki saatinizi buraya ayırmalısınız.

LETOON’DAN GÖRÜNÜŞ

ANTİK KENTTE SU KAPLUMBAĞALARI

Letoon’dan ayrılırken görevlinin ücret ödemem gerektiğini hatırlatan bilet işaretine cebimde ki müze kartı göstererek karşılık veriyorum. Karşılıklı kısa bir gülümsemeden sonra Kumluova’ya doğru yola koyuluyorum. Bir süre yürüdükten sonra Kumluova’ya ulaşıyorum. Gördüğüm en güzel ve gelişmiş beldelerden biri burası. Hafıza kartlarında ki içerikleri transfer etmek için internet kafeye uğruyorum. Yaşanılan teknik sorunlardan dolayı burada 1,5 saat kadar zaman harcıyorum. İnterneti kullanarak gezimin nasıl geçtiğini merak eden arkadaşlarıma birkaç mesaj – mail gönderdikten sonra yoluma devam ediyorum.

SPONSOR TABELALAR

XANTHOS KENT GİRİŞİ

Kınık istikametine doğru işaretleri takip ederek ilerliyorum. Eşen çayına paralel yürümeye devam ediyorum, Yol boyu araçlarda ki sürücülerle selamlaşıyorum. 4 km kadar ilerledikten sonra Eşen köprüsüne ulaşıyorum. Bu köprü Muğla ve Antalya il sınırları aynı zamanda, bende Muğla’dan Antalya’ya köprüyü geçerek giriş yapıyorum. Bu bölgede turist taşıyan tur otobüslerini, taksileri sıklıkla görüyorsunuz.

LETOON’DA ANTİK TİYATRODAYIM

GÖĞE UZANAN YAZITLAR

Çünkü Xanthos görülmeye değer bir antik kent, zaten Likya’nın da başkenti. Şehrin yıkık harabeleri arasından kente  giriş yapıyorum. Kalabalık turist kafileleri ve başlarında ki rehberler kenti anlatıyorlar farklı dillerde. Bir süre dinlendikten sonra çantamı uygun bir yere bırakıp, şehrin daha kaliteli fotoğraflarını çekebilmek için güneşin açışının iyice düşmesini beklerken uygun perspektifler ve kadrajları hesaplıyorum.

XANTHOS’TAN GÖRÜNÜM

XANTHOS KENTİ

Xsantos antik kenti farklı açılardan fotoğraflıyorum. 1800'lü yıllarda İngiliz Charles Fellows adında bir arkeolog diğer antik kentlere uğradığı gibi burayada uğrayıp, değerli heykelleri ve yazıtları sökerek deniz yoluyla İngiltere'ye kaçırmıştır. British Museum'da Likya adında bir salon açılmış ve orada bu topraklardan çalınan eserler yüzsüzce sergilenmektedir. Kültür Bakanlığımızdan bu konuda daha fazla çabalar beklemekteyiz. Çekim sonrası pala bıyıklarıyla bir amca dikkatimi çekiyor ve sohbete başlıyorum. Durmuş Kiraz Bey bu civarda oturuyor ve burada turistlere rehberlik yapıyormuş.

YEREL REHBER DURMUŞ KİRAZ

XANTHOS KENT İÇİ

Kendisi birkaç dil biliyor ve bu dilleri bu bölgede çocukluğundan beri turistlerle iletişim kurarak geliştirdiğini söylüyor. Uzun uzun sohbetlerimiz sonrası saat 18.30 civarına geldiğinde Durmuş Bey’den uygun kamp alanı hakkında tavsiye istiyorum. Bana kentin arka kısmından devam eden Antakya-Fethiye anayolunun karşı kıyısında çeşmesi olan kamp alanını öneriyor.

FARKLI AÇIDAN XANTHOS

XANTHOS KALINTILARI

Durmuş Bey’in söylediğine göre Xanthos antik kenti 3000 dönüm alan üzerine kuruluymuş, kamp alanına gidene kadar 1 km yol almama rağmen kalıntılar ve tarihi yapılar yol üzerinde devam ediyor. Nihayet karayoluna ulaşıyorum. Araçlar o kadar hızlı ki ve karşıya geçmekte oldukça zorlandım, bunca doğa yürüyüşünden sonra bu kıyafet ve ekipmanlarla anayoldan karşı koşar adımlarla karşıya geçmek dışardan bakıldığında eminim tuhaf görünürdü. Piknik alanına girdiğimde şaşkınlık ve hayal kırıklığı ile karışık bir duygu yaşadığımı hissediyorum. Kamp alanı için oldukça müsait olan bu alanda her yer çöp dolu. Piknik yapan yerel halk tüm çöpünü de buraya bırakıp gitmiş. Bütün kamp alanı çöplerle dolu.

ANITLARDA Kİ KABARTMALAR ÇALINMIŞ

LİKYA’NIN BAŞKENTİ XANTHOS

İlerde bir çoban ile karşılaşıyorum, çoban Hasan burada akşamları araçlarla içki içmeye geldiklerini gece geç saatlere kadar içip etrafı kirlettiklerinden bahsetti. İnsan kendi yaşadığı yerlere bu pislikleri nasıl bırakır anlam veremiyorum. Hasan’ın söylediğine göre bu bölgede turistler tarafından bazen 70-80 kadar çadır kuruluyormuş, bu turistlerin bu rezaleti gördüklerinde bizim hakkımızda ne düşündüklerini tahmin edebiliyorum. Belediyenin bu konularda çalışmalar yaptığını ve bu sorunu çözeceğini öğrendikten sonra burada kamp kurmaktan vazgeçiyorum ve biraz ilerde uzun süredir kapalı olduğu belli olan bir evin bahçesine çadırımı kuruyorum. Saat 20:00 civarında yemek kumanyalarını hazırlıyorum ve çiçek açmış devasa bir kaktüs bitkisini izleyerek akşam yemeğimi yiyorum.

LETOON SUTUNLARI

KINIK KAKTÜS ÇİÇEKLERİ

Gün içinde aldığım parkur notlarını ve GPS bilgilerini düzenliyorum ve çadırıma girip uyumaya çalışıyorum. Bir iki saat uyuduktan sonra çadıra düşen yağmur damlalarıyla uyanıyorum. Likya yolunda ilk yağmura yakalanıyorum böylelikle. Çadırım su geçirmez bir çadır değil ama yapacak bir şey yok. Yağmurun çabuk dinmesini ümit ederek, kampet matımın üzerinde cenin pozisyonun da uyumaya çalışıyorum.