Günce : 8 Gün

Çukurbağ - Kaş

Likya Yolu Hero

8. Gün : Çukurbağ - Kaş

Gece boyu çadırımın etrafında havlamaya başlayan köpeğin sesleriyle uyanıyorum ve derdinin ne olduğunu sormak için dışarı çıkıyorum. Bir süre bakıştıktan sonra merakı gittiğinden olsa gerek havlamaların yerini köpeğin şaşkın bakışları alıyor. Gökçeören’de yanıma aldığım gözlemenin bir kısmını meraklı köpekle paylaştıktan sonra adını Rodi koyup arkadaş oluyoruz. Çadırımı toplarken kuyruğunu sallayarak başımda bekliyor.Salatalık-domates ve soğuk gözleme ile kahvaltımı ayaküstü yaptıktan sonra hangi yöne gideceğimi hesapladıktan sonra evimi sırtıma yükleyip şaşkın köpekle birlikte Tarkan-Kurt misali köy çıkışına kadar beraber yürüyoruz.

HUYSUZ KÖPEK RODİ

SPONSOR TABELALAR

Köy içinde parkura girip ilk işareti bulduktan sonra kameramın bataryasını şarj etmek üzere yol üstünde ki camiye gidiyorum. Caminin kapısının açık olması ümidiyle avluya giriyorum. Neyse ki açık, çantamı avluya bırakıp cami içinde bulduğum prizde bataryayı şarj ederken camimin halılarına  yarım saat kadar uzanıyorum. Şarj süresi dolduktan sonra avluya çıkıp günün başlangıç rehber videosunu ve dün akşam yaşadığım tecrübeleri anlatarak kayda aldıktan sonra köyün asvalt yolundan dar toprak yola doğru sapıp işaretler eşliğinde köyden çıkıyorum.

İŞARETLER KAYBOLDU

PATİKA ÇOK SESSİZ

Yol oldukça düz ve açık bir alanda 2-3 km kadar yürüdükten sonra karşımda iki tepenin arasında ki yolun beni Kaş’a çıkaracağını düşünerek vadiye doğru tarlaların arasından geçiyorum bir süre daha. Vadiye yaklaştığımda işaretler beni sağımda ki ormanlık tepeye doğru tırmanışa geçiriyor. Kısa bodur ağaçlar arasında zikzak çizerek tırmanıyorum. Tırmanışım 30 dk. kadar sürdükten sonra Kaş ve ardında küçük adacıklardan oluşan muhteşem bir manzara karşılıyor beni.

KAŞ MANZARAM

İNİŞ ÇOK ZORLU OLACAK

İşaretlerin beni götürdüğü en yüksek noktada manzara eşliğinde enerji verici gıda takviyesi yaptıktan sonra fotoğraf çekimlerine başlıyorum. İniş hayli zorlu görünüyor. Ve diken ve çalılar arasında iniş başlıyor. Daha önce bu parkuru inmeye çalışanların ne kadar zorlandığını patikalarda bıraktıkları izlerden anlıyorum. Dikenlerden ve can yakan çalılardan korunmak için hayli çaba sarfedilmiş buralarda inerken. Bende iniş sırasında arada bacaklarımı çizen dikenlerden dolayı söylenmeden edemiyorum.

KAŞ’IN DAĞDAN GÖRÜNÜMÜ

KAŞ’TAN GÖRÜNÜM

İniş oldukça dik ve zorlu. Bir saat kadar dikenlerin arasından dalların arasından inmek için her türlü akrobasiyi yapıyorum neredeyse. Yukarıdan kıvrılarak inen Kaş asfaltını görüyorum ama oraya ulaşmak için hala zorlu bir patikadan inmem gerektiği bilinciyle sağa sola dönüşlerle parkura devam ediyorum. Zemin taşlık ve taşlar bastığınız gibi kayıyor bu da beklenmedik küçük kazalara neden oluyor. Ve sonunda yolun öncesinde ki zeytin ağaçlarının arasına ulaşıyorum bu da diken ve çalıların son bulduğu anlamına geliyor. Yola çıktıktan sonra indiğim parkura bir süre bakıp, bende bıraktığı çizik hatıralarıyla Kaş’a doğru asfalt yoldan kıvrıla kıvrıla iniyorum.

SON METRELER

İNİŞ BAŞLIYOR

Likya Yoluna çıktığımdan beri hesapladığım ilk etabın son virajındayım. Bir süre yüksekten Kaş ve adacıkları izliyorum. Bir kaç kare fotoğraf aldıktan sonra güzel bir duş almanın hayaliyle adımlarımı hızlandırıyorum. Ama sanki bir şey unutmuşum gibi bir hisle yürürken bir araba yanaşıyor yanıma. Araçta ki arkadaş bana 200 mt. geride ki batonun bana ait olup olmadığını soruyor. Unuttuğumu farkederek, uyardığı için teşekkür edip mızmızlanarak geriye doğru yürümeye başlamışken. Araçta ki arkadaş  aracıyla geri geri 200 metre gidip batonumu getirerek bana bir jest yapıyor. Kendisine teşekkür edip Kaş’ta yemek yemeyi teklif ediyorum, kabul ediyor ve 15 dk sonra Kaş içinde buluşuyoruz.

TURAN İLE HATIRA FOTOĞRAFI

KAŞ’IN SİMGELERİNDEN UYUYAN DEV

Uygun bir restaurant bulup yolculuk hakkında sohbet ederek yemeğimizi yiyoruz. Turan Bey, dizi film şirketi adına Kaş’ta çekimi için mekan ve pansiyon bakmaya geldiğini söylüyor. Yemek yediğimiz restoranın üst katının da ki pansiyonun sahibi ile tanışıyoruz. Pansiyon sahibi Erdal Bey’le sıcak bir sohbet kuruyoruz. Henüz sezon açılmadığından bahsediyor ve Likya yolu üzerinde de Butik otel tarzı pansiyonu olduğunu orayı bizlere gezdirebileceğini hem de benim duş alabileceğimi söyleyince teşekkür edip teklifini kabul ediyorum.

YEŞİL VADİ PANSİYON

KAŞ İÇİNDEN GÖRÜNÜM

Bize pansiyonu gezdirdikten sonra Turan mekan konusunda başka alternatiflere bakmak için benimle vedalaşmadan önce iletişim numaralarımızı birbirimize verip ayrılıyoruz. Ben duş almak için pansiyona yöneliyorum. Pansiyonda dinlendikten sonra, yedi gün boyunca aldığım parkur notlarını ve GPS verilerini düzenliyorum. Erdal Bey ile buluşup bahçede çaylarımızı içiyoruz. Likya Yolu'nun ilk etabı olarak planladığım olan Fethiye-Kaş arası son rehber video çekimini burada yapıp, yürüyüşün ilk kısmını tamamlıyorum.

KAPUTAŞ KANYONU

KAŞ HATIRASI VE MEİS ADASI

Erdal Bey'in kardeşi Murat ile beraber Kaş'ta uzun bir turistik gezi yapıyoruz. Kaputaş Plajı, Limanağzı Plajı, Büyükçakıl Plajı, Kaş sokakları, Meis Manzarlı fotoğraf mekanlarını gezerken bir kaç saat geçmiş bile. Kaş merkezde akşam yemeğimizi yedikten sonra, yavaş yavaş eve dönüş zamanım da gelmek üzere. Pansiyona dönüp hazırlık yapıyorum.
 

ÜNLÜ KAPUTAŞ PLAJI

MURAT, MEHMET ALİ VE BEN

Gitme vakti geldiğinde Erdal Bey ve kardeşi Murat benimle otogara kadar gelip beni uğurluyorlar. Tekrar gelmek ve görüşmek üzere vedalaşıyoruz. Otobüse bindiğimde beni bu kadar güzel ağırlayan misafir eden Erdal Kaptan gibi yol boyunca tanıştığım, arkadaşlık ettiğim, sofralarına konuk olduğum, güzel sohbetlerde bulunduğum insanları tek tek aklımdan geçirirken otobüsün koltuğunda uykuya dalıyorum. ( 1.ETABIN SONU )

KAŞ'TAN BİR GÖRÜNÜM

ANKARA’DAYIM.